Van merkezde bir kenar mahalle okulunda öğretmendim bundan dört yıl önce.(ne kadar uzun zaman olmuş meğer).Okul müdürüm süper bir adamdı.Müdürden çok bir baba edasıyla yaklaşırdı bize, biz de öyle severdik onu.Hele bir de arkadaşlarım; yani öylesine güzel ortam.
Kadrolu öğretmen sayısı azdı genelde ücretliler olurdu onlar da dönemlik gelir giderlerdi.Sonra bir gün yeni atamalar başladı,dolayısıyla biz eskiler bir taraf yeniler bir taraf olduk.Birbirimizi çekiştirmekten öteye gidemedik,selamlaşmaktan başka.
Bir gün yeni bir sınıfçı atandı.Ankaralı, uzun boylu, oldukça bakımlı.Öyle ki; öğretmenler odasına girince parfümünün kokusu bütün odaya dağılırdı, alımlıydı.Hatta bir gün beni okuldan almaya gelen bir arkadaş 'ne güzelmiş, bunu bana ayarlasana' demişti.Benim cevabımsa çok ilginçti: O sana yaramaz boş ver.
Ne ilginç bir cevap.Bir insan için böyle bir şey söylüyorsan biraz tanımak gerekmez mi?Oysa biz hiç tam anlamıyla tanışmamıştık, hiç sohbet etmemiştik...Mesela kaç kardeşi vardı, babası ne iş yapardı, erkek arkadaşı var mıydı, parfümünün adı neydi ya da Van da nerede yaşıyordu, ev arkadaşları kimlerdi, hangi dizileri izliyordu, kitap okur muydu, hayattan beklentileri neydi...Bu liste uzayıp gider, tek bildiğim yeniydi ve bizimle pek muhatap olmadığıydı.Yoksa biz mi olmamıştık o da muamma.Ha birde adını biliyordum BETÜL.
Zaman geçti ben Adana'ya geldim.Oradaki arkadaşlarla uzun telefon konuşmalarımız oluyordu.Bu konuşmaların birinde Betül'ün annesinin kanser tehlikesi yaşadığını hep beraber onun için üzüldüklerini, Betül'ün çok üzüldüğünü öğrendim.Geçmiş olsun dedim laf arasında.Benden sonra yakınlaşmışlardı demek ki; durum onu gösteriyordu, zaten kötü olaylar insanları yaklaştırırdı ya, bu da böyle bir şeydi.Annesinin hastalığı herkesi ortak noktada buluşturmuş bir sohbet alanı oluşturmuştu.
Sonra bir gün Van da deprem oldu.Herkesi aradık ama kimseye ulaşamadık.Ama arkadaşlarımın iyi olduklarını biliyordum çünkü yıkılan yerlerde oturan kimsem yoktu.Depremden yaklaşık üç gün sonra internetde haberlere bakarken depremle ilgili bir resim gördüm.Bizim yeni gelen müzikçiye benziyordu, adını hatırlayamadım bir türlü ama bir enkazın üzerinde ağlayan yüzünü tanımıştım.Okuldan yakın arkadaşını teşhis ettiğini yazıyordu.Hemen telefona sarıldım; evet Betül ölmüştü.
İki gün bütün arkadaşlarımla enkazın başında beklemişler.Babasıyla erkek kardeşi gelmiş Ankara'dan.İki kardeşlermiş, üç kız kalıyorlarmış, o gün evde tekmiş.Okulda sene başı toplantısı varmış o izin almış müdürden, rahatsızmış gelmemiş.Ve Betül'le ilgili pek çok bilgi.Soyadını bile Öğrendim 'BETÜL CAN'
Sonra facebooktan aradım belki resimlerini görebilirim diye.Resmini siyah kurdale ile değiştirmiş üstünde 'Terörü Lanetliyoruz' yazıyor.İlk aklımdan geçen; 'aynı fikirdeymişiz' oldu.Belki de bir çok konuda aynı fikirdeydik, bu belkiler kafamda uzadı gitti sonsuzluğa doğru.Çünkü o artık yoktu ve bu sorulara asla cevap bulamayacaktım.
Şimdi her gün okulda onun bir afiş üstünde 'Eğitim Şehitlerimiz' başlığı altında resmini görüyorum.Acaba bir gün bütün Türkiye'deki okullarda resminin olacağını hiç düşünmüş müydü diye geçiyor içimden;'O sana yaramaz' cümlesinin ağırlığı altında ezilerek.